Bekir Bozdağ: O savcının verilmesi talihsizlik

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhuriyet gazetesine yönelik soruşturmayı yürüten savcı hakkındaki iddialara cevap verdi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 03 Kasım 2016 17:14, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bekir Bozdağ: O savcının verilmesi talihsizlik

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhuriyet gazetesine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında görevlendirilen savcının FETÖ mensubu olduğu iddiaları hakkında, "O savcının verilmesini talihsizlik olarak görüyorum" dedi.

Meclis'teki Plan ve Bütçe görüşmelerinde Adalet Bakanı Bozdağ, Cumhuriyet gazetesine yönelik yapılan soruşturma kapsamında görevlendirilen savcının FETÖ mensubu iddiaları üzerine açıklama yaptı.

Bakan Bozdağ, "O savcının verilmesini talihsizlik olarak görüyorum. Keşke böyle bir görevlendirilme yapılmamış olsaydı. Başka birisi pekala yapabilirdi. Bizim savcıları değiştirme görevimiz yok. O başsavcılığın görevi. Kötü niyetin olmadığını çok net ifade ediyorum. Sayın başsavcımız, haberi yapan muhabire soruşturma olmadığını söylüyor" dedi.


BEKİR BOZDAĞIN AÇIKLAMALARI

Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; Sayın Levent Gök'ün sorduğu soruya dün bir cevap aktarıldı ama ben bugün soru vesilesiyle tekraren bir değerlendirme yapmak istiyorum. Cumhuriyet gazetesi hakkında devam eden soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Murat İnam Selam Tevhid dosyası şu anda Yargıtay 16. Ceza Dairesinde görülüyor. Burada sanıklardan birisi olarak ismi geçmektedir, yargılaması da tutuksuz olarak devam etmektedir.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bu davada 54 hakim ve savcı hakkında kovuşturma izni verdi ve bu çerçevede dava görülüyor. Bunlardan 49'unun şu anda meslekle ilişiği kesilmiş durumda, 49 kişinin. 3'ü KHK'lar çıkmadan önce meslekle ilişiği kesilmiş, geri kalan 46'sı ise KHK'dan sonra meslekte kalmaları uygun görülmediğinden meslekle ilişiği de kesilmiştir. Diğer 5 kişiyle alakalı da Fetullahçı terör örgütü bağlantısı ve üyeliği irtibatına ilişkin meslekten uzaklaştırılmalarını gerektirecek nitelikte yeterince bir veri ve kanaat oluşmadığından açığa alınma işlemi de yapılmamış, meslekten uzaklaştırma uygulaması da bunlarla ilgili uygulanmamıştır. Tabii, bu, yargılama sonucunu da bekleyecektir, şu anda HSYK, elindeki verilere göre bu kanaatini ortaya koymuş ve böyle bir uygulama yapmış. Yargılama sonucunda çıkacak karara göre de HSYK'nın kararı değişecektir çünkü yargılama yeni bir veri ve delil ortaya koyacaktır.

Murat İnam, bu Selam Tevhid dosyasında iddianamede de adı geçen kişiyle alakalı... Bir defa dinleme, teknik araçlarla izlenme, gizli olarak ses ve görüntü kaydı alınmasına dair talepte bulunmuş kendisi. Oradaki usulsüz ve kanuna aykırı dinleme ve izlemelerle ilgili durum bu. Bu, tabii, yargılama sonucunda ortaya çıkacak bir durumdur. Haberi yapan gazeteciyle alakalı... Ben, siz kürsüde konuşurken telefonla cumhuriyet savcımızı aradım "Nedir? Var mı?" diye. O, bana ilk verdiği bilgide "Benim bildiğim şu anda yok ama ben bir araştırayım, döneyim." dedi. Şu anda bakıyorlar, dönünce ben o bilgiyi ayrıca paylaşacağım çünkü ben de ilk defa burada bunu duydum. İnşallah, birazdan onun da bilgisini aktaracağım.

Tabii, bir davada yargılanan kişiye bu tür bir soruşturmanın verilmesini ben de bir talihsizlik olarak görüyorum. Olmaması daha doğrudur. Ancak, bu Cumhuriyet gazetesine dönük soruşturmadaki iddialar, daha doğrusu deliller savcıdan oluşmuyor, savcı değil delil yani, başka deliller nedeniyle soruşturma devam ediyor ve bu soruşturma o çerçevede yürüyor. Ancak, keşke böyle bir görevlendirme yapılmamış olsaydı daha iyi olurdu, daha da doğru olurdu. Ben bunu da her defasında ifade ederim çünkü bu, bu tartışmalara zemin hazırladı. Buna gerek yoktu, başka birisi pekala yapabilirdi ama böyle de bir sonuç ortaya çıkmış durumda. Tabii, bizim, savcıları değiştirme yetkimiz, görevimiz de yok; o, tamamıyla başsavcılığın iş bölümü çerçevesinde yürüyen işler. İşte bu soruşturmaları yürüten başsavcı vekili kendine bağlı savcılar arasında dosyaları tevzi ediyor. Burada da bir kötü niyetin olmadığını çok net ifade ederim çünkü ben, bizzat bu konuya, dün burada gündeme gelmesinden sonra alaka gösterdim. Hem cumhuriyet başsavcısıyla konuştum hem de HSYK Başkan Vekilimizle bu konuyu detaylı bir şekilde konuştum. Her ikisinden de aldığım bilgileri burada paylaşıyorum. Bununla ilgili, FEÖ irtibatı, üyeliği ve iltisakına dair bir kanaat oluşmuş olsaydı, bugüne kadar bu kanaatle, oy birliğiyle 3.456 hakim ve savcının meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar veren HSYK, bu konuda tereddüt etmezdi. Ben ona inanıyorum çünkü yargının bu konuda güvenilirliğini sağlamak, bağımsızlığını ve tarafsızlığını korumak için bu adımın atılması gerektiğine herkes inanıyor.

Şu anda bilgi geldi Sayın Başsavcımızdan: Soruşturma bulunmadığını söylüyor, hani, haberi yapan gazeteciyle ilgili ifadeye çağırma veya bir soruşturma olmadığı İstanbul Cumhuriyet Başsavcımızın araştırmasıyla bana ilettiği bilgide yani böyle bir soruşturma yok.

Dolayısıyla, diğer 4'üncü soruya da cevap vermeme gerek kalmadı. Orada benim görüşümü soruyorsunuz ama bu... Şu anda Terörle Mücadele Kanunu'nun 6'ncı maddesi bu gibi konularda, bu tür terörle ilişkili konularda soruşturma yapan savcı, hakimlerle ilgili bazı unsurların varlığı halinde haber yapılmasını, bir açıklama yapılmasını suç olarak düzenliyor. Terörle Mücadele Kanunu'nun 6'ncı maddesinde bir şey var, kanun kuralı var ama tabii, öbürü benim şahsi görüşüm olacak. İzniniz olursa ben şahsi görüşümü burada paylaşmak istemem, doğru da görmüyorum çünkü yargılama süreçleri devam ediyor, onu doğru da görmüyorum.

Gaziantep'te DEAŞ saldırısı sonucu 56 vatandaşımız orada şehit oldu. Tabii, bununla ilgili Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı yürütüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın, o canlı bomba olarak ifade edilen kişiye ilişkin açıkladığı bilgiler doğru bilgilerdir. O bilgilerde bir yanlışlık yok.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber